Gecenin kalbinde*

ÖZKAN ALİ BOZDEMİR

gece

Saint Exupéry’nin 1931 yılında yayımlanan Gece Uçuşu (Vol de Nuit) adlı kısa romanı, ilk bakışta posta uçaklarını ve orada görev yapanların iş hayatını anlatıyor gibi görünse de kitaptaki karakterlerin çelişkili ruh halleri ve birbirinden farklı düşünce/duygu dünyalarını büyük bir açıklıkla ortaya koyması bakımından da oldukça özgün bir eser. Saint Exupéry’nin de bir pilot olduğunu düşündüğümüzde Gece Uçuşu’nun yalnızca kurmaca bir eser değil, aynı zamanda yazarın Arjantin’deki yaşamında gözlemlediği olaylar sonucunda şekillenen belgesel bir anlatı olduğu sonucuna da varabiliriz. 1930 yılının Güney Amerikasında geçen Gece Uçuşu; Şili, Paraguay ve Patagonya’dan kalkan üç posta uçağının Buenos Aires’e varış sürecini anlatıyor temelde. Ancak hikâye Exupéry’nin ustalıklı kurgusuyla birleşince macera/gerilim yoğunluklu bir uçuş yolculuğu ile beraber psikolojik/dramatik bir karakter romanı çıkıyor karşımıza. Gece Uçuşu’nu diğer serüven romanlarından ayıran en belirgin özellik, insanlık hallerini ve yaşam karşısındaki güçsüzlüğümüzü acımasız bir biçimde anlatmasında ortaya çıkıyor belki de.

“Tepeler, uçağın altında, gölgeden izlerini akşamın altınına gömüyordu şimdiden”…

View original post 758 kelime daha

Yorum bırakın