Gezi’çin
Bu sabah evden çıkmayı unuttum yatağım çok üzgün
Rüyasında kişneyen bir fındık kabuğuymuş kedim
Buzdolabını açtım karanfil reçeli çürük şeftali bir kadeh molotof kokteyli
Babam sağ olsaydı da bu günleri görmezdi diyor kedim
Çerçevedeki gri resimde annem ben abim babam ve kedim
Hüzünlü bir yanardağ ağzı gibi açılmış annemin gözleri
Bu dünyaya bir takla daha atmak istemiyor kedimin ağzındaki güvercin
Akşam eve dönmeyi unuttum sokağımızdaki viyadüğü taşlamışlar
Biraz portakal aldım manavdan biraz pırasa bir kutu tombala
Dayımın parkasını giymiştim sırtımda günlerden sanırım haziran
Çığ gibi korkunç bir kartopu patlayacak ansızın aklımda
Az sonra haberler başlayacak ve birazdan paytak bir belgesel
Geç kalırsam esnaf arkadaşlar beni de fırçalayacak
Sokak tenhaydı derim ceplerimi boşaltırım sarı sulu limonlar
Evet eve dönmesem iyi olacak çünkü babamın köpüklü banyo saati
Geceleyin evi ateşe vermeyi unuttum abim çok uysal bu aralar
Görseniz bahçemizdeki nar ağacına tırmanıyor annem mutluluktan
Bugün hava güzel sevgilimi yürüyüşe çıkaracağım meydanlarda
Belki bayat balık salatası yeriz buz gibi birer ayran içeriz yanında
Sevgilimin koca ellerini göz altına alıyor şu çılgın kalabalıklar
Az sonra haberler başlayacak ve birazdan illegal bir çocuk
Hava güneşli ama gözlerimizi yaşartıyor korkmaz ve cömert arkadaşlar
Eve dönmesem iyi olacak annemin şimdi ağır obez ilaç saatleri
Bu sabah kendimi asmayı unuttum arka bahçedeki çamaşırlığa
Abime telgraf çektim vazgeçtim babamın kızı olmaktan
Kedimin yün kazağını giymiştim sanırım mevsimlerden pazar
Sokaktan uçarak çıkacağım ve yüreğimdeki eşsiz enkaz
Kâlben incinmiş bir soytarıyım herkese hayırsız bir üvey evlat
Şimdi çıkmam gerekiyor birazdan başlayacak haberler ve bomba
Sevgilimin bıyıklarını çekiştirmişler yolun ortasında bebekler
Bugün hava güzel kedimi alışverişe çıkaracağım ıssız bir ormanda
Az daha hatırlıyordum evin yolunu hepten sıfırlasam şahane olacak
Belki otobanda dolaşır kola içerim mısır yerim aylak aylak
Olay büyüdü ama birazdan dağılacak mahallemizdeki amcalar
*Bu şiir, Akatalpa dergisinin Ekim 2015 tarihli 190. Sayısında yayımlandı.